TÜRKİYE'DE KÜRDLERİN ULUSAL TALEPLERİ SORUNMU?
TÜRKİYE'DE KÜRDLERİN ULUSAL TALEPLERİ SORUNMU? Merakla beklenen,diplomaside yeri olmayan mektup sonrası tartışmalı ABD ziyareti son buldu. Anlaşılan görüşmelerden çıkan yeni diyebileceğimiz bir gelişme ve somut bir sonuç yok.Pyd'ye destek devam edecek, ekonomik yaptırımlar, F-400 lerin kurulmaması, Gülen'in iadesi, Halk Bankası soruşturması, mal varlığı soruşturması ABD'nin gündemindeki yerini koruyor. Elle tutulur, kayda değer tek uzlaşma iki ülke arasındaki ticaret hacminin genişletilmesi ve ne anlamı varsa diplomaside yeri olmayan dille yazılan mektubun elden iadesi. Bu ziyaret sadece azil süreci yaşayan Tramp'ın kendi kamu oyuna karşı hanesine yazılan bir artı oldu. Cumhur Başkanı Erdoğan taplantı sonrası basına açıklama yaparken dünyanında merak ettiği, sorulan soru üzerine "Kürd'lerle ilgili bir sorunumuz yok" diyor. Rojava'da Kürd'lerin yerine Türkiye'deki sunni Arap'ları yerleştirmek sorun değilmi?Mevcut Suriye yönetimi Abd ve Rusya'ya rağmen bu konuda adım atıp karar alamazken Türkiye'nin bu çözüm diye sunduğu projes sorun değilmi? Yine aynı Kürd fobisi ile Güney Kürdistan'da bağımsızlık için bütün etnik ve inanç guruplarının katıldığı, %92.3 evet oyunu "yok hükmünde" saymakta sorun değilmi?Kürd'ler açısından en büyük sorun ulusal haklardan mahrum bırakılmak ve asimilasyondur. Beka sorunu diyerek yaratılan algı operasyonları ile artık gerçeklerin üstü örtülemiyor. 24 anayasasının kabulünden sonra inkarcı "tekçi" anlayış yeni kurulan Cumhuriyete egemen oldu. "Türk bu ülkenin yegane efendisidir. Öz Türk olmayanların bu memlekette tek hakları vardır; hizmetçi olma hakkı. Bu sözler Türk devriminin teorisyenlerinden sayılan Mamut Esad Bozkurt'un sözleri.Süreç kart-kurt ile devam etti. 60 darbesi sonrası" Kim Kürd'üm diyorsa yüzüne tükürün"diyen Cemal Gürsel'in sözleri hala akıllardadır. Başına Türk konarak Tarih tezi, İslam tezi diyerek akıl dışı kavramlar üretildi. Ağır aksakta olsa bu gün gelinen aşamada kürdlerin varlığı ulus olarak değilde birey olarak ele alınarak "asıllı"denilerekte olsa artık inkar edilemiyor. Oy istemek gündeme geldiğinde tekçi anlayışa sahip kendine"sol" diyen partiler "Barış ve Kardeşlik", sağ ve dindar partiler "Ümmet kardeşliği" der ve seçim sonrası kardeşliğe nokta koyar,"kardeşinin" Ana Dilde Eğitim hakkı isteğine birlikte karşı çıkarlar, bir türlü EŞİTİZ diyemezler.Hala İstanbul'da Kürd sağı ve solunun, Cumhur ittifakına tepki sonucu oluşan birteliğinin yarattığı seçim sonucundan ders alınmıyor. Türkiye'nin bu gün ekonomiden, demokrasiden, adalet sisteminden, dış politikaya kadar yolunda gitmeyen her ne varsa şiddet dışında çözüm yolları aranmayan Kürd sorunudur. 100 yıldır Kürd fobisi üzerinden yürütülen inkara dayalı tekçi anlayışın sürdürülebilir olmadığı artık anlaşılmalıdır. 14.Kasım.2019