TEKÇİ ANLAYIŞ ve DEMOKRASİ (2)
Garbis Altınordu yazısının devamında AKP için "Devleti neredeyse ele geçirmiştir" diyor. Üst aklı görmeden bu tespiti yapıyor ve yanılıyor.Ülke tarihinde ilk defa sorunun adını doğru koyarak "KÜRT SORUNU BENİM SORUNUMDUR","çözüm için" BALDIRAN ZEHRİ İÇERİM"diyerek yanlış muhataplarlada olsa BARIŞ SÜRECİNİ başlatan AKP 180 derece çark ederek Ergenekon'cular ile aynı çizgiye çekilerek devletin partisi olmuştur. AKP'nin ele geçirdiği sadece iktidar ve ekonomiyi yönlendirmektir. Altınordunun devleti ele geçirilmesindeki kastettiği Başkanlık Sistemi'ne geçiş ise yine yanılıyor. Türkiyede Üst Aklın onayı olmadan sistem değişikliğine gidilemez. Üst Akıl Rojava ve Güney Kürdistan'daki gelişmeler karşısında ülke içinde kürtlere karşı bu seçimde "yok sayma" siyasetini oluşturdu. İktidar ve muhalefeti iki ittifak ile seçime girmelerini belirledi. Milli iradeyi yeni koşullara göre belileyerek sınırlarını çizdi. Kürt sorununun adının dahi anılmadığı, ülkede" Beka sorunu", "Yükselen faşizm ve Demokrasi sorunu" sorunu olduğunu seçim sürecinde dillendiren Cumhur İttifakı (AKP-MHP) ve Millet ittifakı (CHP-İYİ PARTİ) oluşturuldu.Oysa ülkenin bekası, yükselen faşizmin ve demokrasi gibi ekonomiden dış politikaya kadar sorunların altında yatan gerçek yasal zeminde çözülmesi istenmeyen kürt sorunudur. Bu seçimde her iki ittifak kürtleri, anadilde eğitim gibi evrensel olan taleplerini yok saydı. HDP Genel Merkezi bu iki tekçi anlayışa karşı alternatif olabilecek polika üretme gücü ve oy potansiyeli olduğu halde oluşturmadı. Kendi seçmenini, tekçi anlayışa karşı olan demokratları, yurtseverleri, solcuları sadece seçeneksiz bırakmadı Millet İttifakına oy vermeye yönlendirdi. Demirtaş'ta cezaevinden cağrı yaparak hatırı için oy verilmesini istedi. Chp' nin Üst Aklın siyasi ayağı olduğunu göremeyip kabullenmeye biliriz. Ama 90'ların karanlığını, faili belli olayları ve dönemin İç İşleri Bakanı Meral Akşener'i nasıl unutabiliriz? Benim Hdp "Genel Merkezine" yaptığım eleştirilere "Güllüpğlu'nun satırlarında anlamını bulan, özünde sağcılık olan bir solculuk yatıyor." diyen Garbis Altınordu'ya ben soruyorum:Yerel seçimde adayın niteliği önemli değilmi? Kürtlerin rehabilite edilmesini isteyerek niyetini belli eden ülkücü adaya oy verilmesini hangi sol anlayış çaresiz kalsada ister? Egemen ulus" solcularının "Faşizmi gerilettik, demokrasinin zaferi " diye sundukları seçim sonuçları trajikomik değilmi?
(DEVAM EDECEK)