top of page

Demokrasilerde parti kapatılmaz!

Mustafa Kalpak

*İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 11. maddesi “Toplantı ve Örgütlenme Özgürlüğü” kapsamında siyasi partileri koruma altına almış olduğunu tüm içtihatlarında belirtmiştir.

*"Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır" ( TC Anayasa 90.madde)

*Türkiye de, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ne taraf olduğundan parti kapatma kararlarında sözleşme hükümlerine uygun davranması gerekmektedir.

*Kürdistan kelimesi tek başına "hür demokratik düzene" zarar vermek ve "milli güvenliğin" ortadan kaldırmak gibi bir tehdid unsuru değildir. Bu ad kulanımı "Politik Çoğulculuk" ilkesi ile "Örgütlenme Özgürlüğü” kapsamında ele alınması gerekir. İlke olarak; nasıl ki "sınıf" esas alınıp komünist partiler kuruluyorsa, nasıl ki "din" esas alıp dinci partiler kurulabiliniyorsa, etnik isimleri de kullanıp o ad altında partiler de kurulabilmelidir. İlke budur. Diğer haler anayasa baskısı ve yasa zorbalığı olur. Kötü yasalar zulmün en berbat çeşididir.(Edmund Burke). Evet, "Partiler Yasası Kanunu" doğru olduğu için kanun olmamıştır. Yürürlükte tutulduğu için kanundur. Kanundur "Legalite"dir ama meşru"Legitimite" değildir. ( adaletli, hukuki ve ahlaki degildir)

*Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi 17.01.2019 günkü oturumunda PAK hakkında kapatma davası açmıştır. Bu karar 24.01.2019 günü PAK yetkililerine tebliğ edilmiştir. Anayasa Mahkemesi Başkanı imzasıyla gönderilen yazıda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın hazırlamış olduğu iddianameye 30 gün içinde cevap verilmesi de istenmiştir. Gerekli cevap ta zamanında verilmiştir.

Verilen cevap ta özcesi; biz değil siz kanunlarınızı değiştirin, olmuştur.

*Kürt ve kürdistan adlardan dolayı partilerin kapatılmasına ilişkin alınan mahkeme kararlarını meşru bir dava olarak kabul edemeyiz.

Kürdistan Özgürlük Partisi, terörizme ve terör eylemlerine karşı bir partidir. Siyasi faaliyetlerinde şiddet kullanmamıştır. "Demokratik anayasal düzeni devirmek, böylece anayasa ile teminat altına alınan hakları ve hürriyetleri ortadan kaldırmak için bir siyasi araç olarak şiddet kullanılmasını savunan veya şiddet kullanan " ( Venedig Kararları, 1999) bir parti değildir. Ayrıca "Anayasa'da barışçı yoldan bir değişikliği savunması, kendi başına, onun yasaklanması veya kapatılması için yeterli değildir." ( Venedig Kararları, 1999).

Kısaca; PAK ( Partîya Azadiya Kurdistan) hakkında açılan kapatma davası "Venedig Anlaşması "ve "İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ne " İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi" ilke ve prensiplerine aykırıdır.

Türkiye'de yaşayan kürtler bulundukları yerlerde Kürdistan adını kulanan ve kapatılma tehlikesi ile karşı karşıya olan kürt partileri ile dayanışma içersinde olmalıdırlar.

Demokrasilerde parti kapatmak çare değildir. Kapatılmak iseniyor ise demek ortada bir sorun var demektir...

bottom of page