Bu Coğrafyada yaşayanlar
8 Aralık, 18
Bu Coğrafyada yaşayanlar olarak hepimiz yorulduk, bıktık artık. Yüzümüzden düşen bin parça. Umutlarımız tekrardan yok olup gidiyor. Sohbetlerin şekli değişti. “”Bugün çok soğuk, yağmur sele sebep oldu, biraz nem de var, fabrika bacalarından çıkan zehirli gazlar atmosferi kirletiyor, dereye akıttıkları zehirli sular””falan filan gibi sohbetler yok artık.... iki arkadaş bir araya geldiğimizde işsizlik, pahalılık, eğitim, sağlık, çocuklarımızın geleceği gibi bize bile faydası olmayan sohbetlerle moralimizi bozarak evin yolunu tutuyoruz... Bazen çarşıda dolaşırken, insanları izliyorum. Yüzler asık, somurtkan, patlamaya hazır bomba gibiler. Ürküp uzaklaşıyorum korkuyorum bakmaya. Dövüşmek için bahane arıyorlar. Dolmuşa biniyorsun şoför agresif, vatandaş ayrı bir bunalım.. Pazara gidiyorsun; satıcısından tutunda müşterisine kadar. Kimsenin kimseye tahammülü yok. Geçen gün pazara gittim, taze fasulyenin üzerindeki etikette yarım kilogramı dört lira yazıyor. Bunun yanlış bir uygulama olduğunu söyledim. “Kilogram fiyatını yazmanız lazım” deyince bir azar işittim ki sormayın. Neyse ki araya girdiler de dayak yemekten son anda kurtuldum. Dilim Durmaz ya dur bakalım başıma birgün ne belalar açacak.... Her şeyi erteliyorum hayata dair. Kimseyle dalaşmadan hayatımı devam ettirmek istiyorum... Ülkede olup bitenden söz etmek bile istemiyoruz. Kadın cinayetleri, kaçırılıp tecavüz edilen çocuklar, yurtlarda ve vakıflarda yöneticilerin istismarları. Bunları konuşmak artık bunalım katsayımızın artmasına sebep oluyor... Aynı gemide yaşıyoruz öldürüp yok edicilerle. Ve biz “yeter!” dedikçe daha çok cana kasteden canilerle birlikte yaşamaya alışmak zorunda bırakılıyoruz. Aman yine delice bir yazı işte..