top of page

SEÇİM VE OLMASI GEREKEN İLKELİ İTTİFAKLAR

Adnan Güllüoğlu

16 Kasım, 18

SEÇİM VE OLMASI GEREKEN İLKELİ İTTİFAKLAR Mevcut yasalara göre mahalli seçimlerde partiler ittifak yapamıyor. Her parti kendi adına girmek zorunda. Ancak bütün partiler ülke sorunları ile ilgili yeni bakış açısı üretmediği için oylarını arttıramıyor. Bu dengeyi partileri lehine dönüştürecek, oylarını arttıracak çağa uygun ülkedeki ihtiyaç olan dönüşümün önünü açacak ilkeli politikaları yok.Mecburen ilkesiz, kapalı kapılar ardında, yazıya dökülmeyen, koltuk yada çıkar için ittifak arayışına gidiyor. Bu seçimdede iktidar partisi ile Anamuhalefet partisi arasındaki iktidar mücadelesi varmış gibi seçmene gösterilmek isteniyor. Tartışmalarda kullanılan sert dil ile bu amaçlıyor. AKP "Barış Süreci" sonrası CHP'ninde kuruluş ilkesi olan Kemalizden miras "Tekçi" çizgiye döndü ve bu çizgide ittifak arayışında. Bu nedenle siyaset tıkanmış, alacağı oyda stabil durumda. Hangisi kazanırsa kazansın "tekçilik"anlayışı üzerinden ülkeyi yönetmek istedikleri için kısır döngüler ile ülkedeki sorunları dahada artıracaklartır.Tekçi anlayışı savunanlar, tek parti dönemine gıpta ile bakar, demokrasiyi halk için değil sadece kendileri için isterler. Statükonun devamı için OHAL'gibi çağ dışı yasaları düzenlemede hemen ortak olup desteklerler. Seçmen, aralarında fark olmayan iki tekçi anlayıştan birini seçmek zorunda bırakılıyor.Anlayış değişmediği sürece kazanan kim olursa olsun değişim olmayacak. Bu seçimi kazanmak isteyen partiler ülkede her dile tanınan ama Kürde yasak olan "Ana Dilde Eğitim Hakkı" ve "Anayasal güvence" gibi Kürt Ulusal taleplerini ilke olarak benimsemek zorunda. Barışa, kardeşliğe ve eşitliğe gidecek, denenmeyen tek yol bu. Çünkü Kürtlerin inkarına dayalı tekçi, yasakçı anlayışın 100 yıldır bu ülkeye kazandırdığı bir şey olmadığı gibi, başta demokrasi olmak üzere mevcut bütün sorunların ana kaynağını oluşturuyor. Bu sorun yasal zeminde şiddete baş vurulmadan çözülürse, şiddet arayışı marjinalleşir, OHAL ve benzeri demokrasinin önünü tıkayan yasak ve yasalara gerek kalmaz. Özünden saptırılmış "Ümmet" anlayışı ve "Sosyalizm" adına üretilen, Ulusal talepleri geleceğe bırakıp sınıfsal bakış açısı ile soruna çözüm arayışı şövenizm kaynaklıdır ve asimilasyon amaçlıdır. Oysa gerçek inanç sahipleri ve sosyalistler hiç bir bahane öne sürmeden, amasız fakatsız halkları eşit görür. Bir halkın diğerinden üstün olduğunu kabullenmez. Barışın ve kardeşliğin, demokrasinin ancak "EŞİT" olmak ile sağlanacağını bilirler.

bottom of page