DELAL DELALIN GERÇEK ÖYKÜSÜ
Yer Mardin nin sınıra yakın olan kısmı köy yarısı Suriye yarısı Türkiye kısmında iki parçaya bölünmüş köyün tamamı iki kardeşe ait büyük kardeş Ahmet beg küçük kardeş ise Mirza beg. Bunlar ailesinden iki çocuk olarak aşirete ve köye ağalık yapıyorlar Ağalık dedik ya ağalık sistemi büyük oğlan ağa olarak aşireti yönetir böyle bir sistem.. Ahmet beyle Mirza beg in hanımları ikiside hamile ve kendi kendilerine hangimizin kızı hangimizin oğlu olursa o kızını diğerinin oğluna verecektir diye sözleşiyorlar.Söz söz kabul ediliyor ve gel gelelim bir zaman sonra Ahmet bege bir kız bir oğlan oluyor Mirza bege ise iki kız oluyor.Bunlar sözlerini belli bir süre geçtikten sonra yani çocukları 7- 8 yaşına geldiklerinde yeniliyorlar bunun nedeni ise Ahmet beg in yaşının büyük olması ve Ahmet beg Mirza bege başlık çeyiz ne masraf varsa veriyor ve sadece çocuklarının büyümesi ve evlendirilmeli kalıyor hatta düğün masrafınıda kardeşi küçük olduğu ve olaki ömrü görmez bu nedenle Mirza beg’e veriyor.Bir müddet sonra Ahmet beg hastalanıyor ve hakkın rahmetine kavuşuyor.Ahmet begin oğlu Hasanda artık 17-18 yaşına gelmiş kocaman bir delikanlı olmuştur. Bir gün Hasan köyden bir gençle kavga ediyor tabi burada şunu söyliyim Amet begin bütün mallarına Mirza beg el koyuyor ve sadece çocuklarına yetecek kadar ihtiyaçlarını karşılıyor.Neyse Hasan bu kavga sonucunda köylünün kafasını kırıyor kasafıs kırılan gencin annesi de Hasanın annesinin üzerine giderek . -Oğlun Hasan benim oğlumun kafasını kıracağına gitsin kendi amcası Mirza begin kafasını kırsın nedeni ise kendi nişanlısını Mirza beg başkasına veriyor der ve gider Hasan da bu konuşmayı dinler tabiî ki bu arada Hasan da amcasının kızını pek sevmiştir kızın da Hasana ilgisi vardır ama hiç belli ettirmemişlerdi. Hasan -daı herı fa apımı çı kırıyi wa çı meseleyi dotmamı dergisamı . Yani git amcam ne yapmış bu meselenin aslı astarı nedir.diye annesini gönderiri Mirza bege. Annesi Mirza begin yanına gider Mirza bege duyduklarını anlatır Mirza beg te evet doğru der ve benim yetime verecek kızım yoktur .siz kendinize uygun bir gelin bulun bütün masrafını ben karşılarım evlendiririm der ve kızını başkasına nişanladığını söyler.Annesi Benevş yıkılmış vaziyette eve döner.Oğlum hesı mın apı te dergisa te dayı helkı.yani senin nişanlını başkalarına vermiş siz kendinize başka bir kız bulun dediğini söyler ve gözlerinden yaşlar akar Ah Ahmet ah sen bi kalkabilseydin Mirza begin bu yaptıklarını görseydin. Ahmet ve annesi oturup ağlamaya başlarlar kendi hallerine köyün sahibiydiler şimdi Mirza begin amcalarının verdiği üç çuval una muhtaç duruma düşürülmüşlerdir.Ahmet annesine - Ane rabın em herın ber destı apı qoda welat ki qeribı dur..Yani evimizi yükleyelim uzaklara gidelim çadırımızı açalım. davar koyun neleri varsa yükleyip çobanlarıyla yola çıkarlar.Artık Ahmet begin oğlu Hesen beg olmuş Hesenı bıçuk . Epey giderler ve ertık yorulduklarında düz bulundukları bir ovaya konaklama kararını verirler. Konaklarlar düz ovaya çadırlarını açarlar koyunlarını çobanlar otlatmaya başlar.Orasıda Mehmet ı Cizre botan yani Mehmet ağa diye birinin bölgesiymiş.Mehmet ağa dürbünüyle çevreyi gözetlerken bu davetsiz misafirleri görür ve adamlarına hazırlanın gidip bu gelenler çingenemi kimlerdir der ve gelirler çadırın olduğu yere Mehmet ağa atından inmeden evin reisini çağırır.Hesen koyunlarla gitmiş evde evin kızı Gevrı ve benevş vardır .Mehmet ağa gevrıyı görür görmez gönlü düşmüştür çok güzel olan Gevrı Mehmet ağa nın aklını çelmiş ve adamlarıyla geri dönerek bu gece mutlaka gidin o kızı bana getirin erkek namına kim varsa da öldürün emrini verir. Gün akşam olmuş ve Hasan eve dönmüş Benevş Hasan nına üzülmesin diye hiç anlatmamış gelen adamları.Kendi kaderine ağlar olmuş ama Hasan ağladığını görmesin diye hep içine atar olmuştu biliyordu neler olacağını yerinden yurdundan kımıldayanın başına nelerin geldiğini düşünüyordu. Mirza begın Allah yanına koymasın diye içerler. Hesen annesinin seni evlendirelim söylemlerine hep ters cevap vermiş ve Hesen nin saçı sakalı iç içe karışmış haline çok üzülüyordu. Benevş .Konın içinde Argun nun başında hep dalardı Hesen düşüncelere. Amcasına karşı gelmek isterdi ama töreler ve aldığı terbiye ye yediremiyordu Hesen pek çok sevmişti Zeruk ı. Zeruk Amcasının kızının adıydı .Zeruk gözlerinin önünden geçiyordu ama artık düşmanı azraili olmuştu çünkü onu kahrından yıkan Zeruk ‘tu Gece epey ilerlemişti ve Hesen uykuya dalmıştı derin ve uçsuz bucaksız kaderine talihine dalmıştı az sonra olacaklardan habersiz. 2.BÖLÜM
Gece ilerlemişti Mehmet ağanın adamları birden belirlemişti çadırın önünde atlarını uzakta bağlamışlardı ses yapmadan gelmişlerdi.yaklaşık dört beş kişiydiler ellerinde uzun namlulu kocaman silahlar ve sessizce çadırı dolaştılar.İlk Gevrı yı uyandırdılar Gevrı korkudan tir tir titriyordu.Benevşı de uyandırmışlardı kon yani çadır üç bölümdü Hasan nın yattığı yer ayrıydı bir bölüm, Gevrı ve annesinin yattığı , bir bölümde oturma yeri olarak ayrılmıştı. Hasan hala yatıyordu adamlardan biri Hasanı gösterdi ve diğerlerine onu öldürmelerini söyledi yoksa sonradan sorun olacaktı.Gevrı hemen atıldı kardeşimi öldürmeyin ne olur eğer kardeşimi öldürürseniz babamın ocağı söner başka da erkek yoktur hun çı dıbınse ezı bıkım kekımın mekıjı diye kardeşini öldürmemeleri karşılığında onlarla gelebileceğini söyler. Bu teklifi kabul eden Mehmet ağanın adamları Gevrı’ye – -Mehmet ağa seni istiyor senı karısı yapacak dediler Gevrıde .. -tamam ben üstümü giyecem buradan çıkın ben giyinip gelecem der ve adamları uzaklaştırır.kendi elini keser,elinden akan kana bir çubuğu batırarak kendi yastığının astarına şu notu yazar. Hesenı bıçuk. Kekı gevrı me bıjı ki huça mın nemusı mın erdı hıst helkı fa refiya.ez fa cehşa te nekışın ocağı bawımın belanekın boyı vıy ez wanafa dıerım tı radıbi se teda namus heyı se verı mın bı fıltini.Yani Hesenı bıçuk Kekı Gevrı söyleme ki benim bacım namusumu yere bıraktı başkalarıyla kaçtı ben seni öldürmesinler babamın ocağını söndürmesinler diye onlarla gidiyorum.Sen kalkınca sen mert yürekli kardeşim namusun için gelir beni kurtarırsın diye yazar, ve annesine sarılarak ağabeyime her şeyi anlat ben onu bekleyecem der ve çadırdan çıkar.Gece sanki zifiri karanlık hey gidi dünya hey sen Ahmet begın kızı Hesenı bıçukın kardeşi şimdi bu ne olduklarını bilmediği adamların elindesin onlarla ne olacağı bilinmeyen bir yola çıkıyorsun. Dünya bir tersine dönseydi de Ahmet beg şimdi sağ olsaydı. Yürüdü Gevrı adamların kolunda ata doğru ipsiz sapsız cehş kılıklı adamların ata bin demeleriyle zaten Gevrı çok iyi at sürerdi atladı ve yardım almadan bindi ata. Sürdüler ve karanlıkta kayboldular.Benevş hiç uyumamıştı sabaha kadar hep ağladı ağladı ağladı.Gözleri çanak olmuştu Ahmet begın koskoca hanımı kendi kızını kurtaramıştı.Hasan a ne diyecekti.Hasan delirecekti Hasan tek oğlandı nasıl baş edecekti bu adamlarla bu adamların kimler olduğunu bile doğru dürüst bilmiyordu.Ne uzun geceydi uyandırmak istiyordu Hesen ı ama sabahı görmesi gerekiyordu çünkü Hesen bu karanlıkta nereye kimi arayacaktı.Gevrı annesinin tek direği idi evin çiçeği annesinin tesellisiydi kimi zaman abisine teselli veriyor sakinleştiriyordu bazen kızım seni isteyenlere verelim evlendirelim diyordu Benevş ama gevrı abim evlenmeden ben kocaya gitmeyecem ben babamın tek ocağı ağabeyimi bırakıp gitmem derdi.Hasana hem kardeş hem arkadaştı Hesen kona gelince koşar atını tutar inmesini sağlardı uzun boylu sarışın ve sırma saçlıydı yeşil gözlerinden Hesenı görünce gülücükler fırlıyordu.Ve şimdi ne oldu başına neler geldi diye düşünüp durdu sabaha kadar. Hesen uyandığında sabah gün ağarmıştı annesinin ağladığını duydu gitti sarıldı annesine .Daye megrı hedı kerime tı boyı fa halıme dıgri . der Anne ağlama Allah kerimdir sen bu halımıza mı ağlıyorsun diye annesine sarılır ve Zeruk ı çağır kahvaltı hazırlasın der.Hasan zannederki annesi köyden göçlerine ağlıyor. - Hesenımın bawımın serdaliya mın hunga te Gevrı helkı refand.Hasanım -benim babam evimin direği senin kardeşin Gevrı yı zorla kaçırdılar oda seni öldürmesinler şartıyla onlarla gitti.sana bir yazı bırakmış yastığa bak der.Hasan yıkılmış gözleri çanak çanak olmuştu allahım bu neydi sen hep zalımların dostumu olacaksın der gibi oldu. Kalktı hemen yastığı çevirdi ve kardeşinin kanla yazdığı notu okudu. Okudu okudukça gözlerinden yaşlar akıyordu. Gevrı gözlerinin önüne geldi kalktı fırladı dışarıya annesine atını eyerlemesini söyledi kılıcını biledi dolmalı çiftelisini doldurdu. Çıldırıyordu ağlamak erkek adamın karı değil diyordu . Çağırdı çobanlarını bakın ben gidiyorum Gevrının peşinden ben ya gelirim ya gelmem riyamın hatu nehatı yı.benim yolum gider gelmez yoldur.Benim anam ve malım size emanet annem sağ oldukça kendisine iyi bakın annem öldükten sonra malımız ne varsa sizin olsun ama anneme sakın ola kötü davranmayın. Der ve çobanlarıyla helalaşıp annesine son kez sarılarak elini öpüp hızla kaderine onu götürecek olana kaderine atılır atı bir hışımla koşmakta hiçbir zaman bu kadar canlı olmayan atının saçlarını okşayarak dehadi herı espamın herı bın nıgı hüda düjmın bı hencıkinin.Atla atım atla yürü atım yürü ayaklarının altında düşmanlarımı ezmeye.dört nala koştu atı koştu koştu
3.BÖLÜM
Dört nala koşturuyordu atını epey gitti.Yolda hayvanlarını otlatan bir çobana rastlar.selam verir çobana çoban buyur eder gel hele bir dinlen der Hesen atından indi oturdu çobanın yanına.Çoban kim olduğunu neden bu kadar delice sağa sola koşturduğunu kimi aradığını sormak istedi ama neyse bir dinlensin öyle sorarım diye düşündü çoban --hele gel bir soluklan su iç.Bak bana yemeklik gelmiş beraber yiyelim, dedi Gün batmak üzereydi, Hesen bu teklifi ret etmedi ve sırtını kayaya yaslıyarak çobanın ikramından almaya başladı o esnada yakın köyden davul sesleri geliyordu.Sordu Hesen bu ses neyin nesi diye. Çoban -Burada Mehmet ı Cızirı Botan diye çok zalim mi zalim bir ağa var.Genelde ağalar hepsi zulümkar ve zalim olurlar ya wi newalı yani bu ovada çadır açmış çingene mi karaçi mi bilmiyorum ama bir ailenin kızına gönlünü düşürmüş zorla gidip kaçırmış ve şimdi düğününü yapmaktadır. O anda Hesenın gözleri faltaşı gibi olur sen ne diyorsun şıwan kardaş tı çı dıbeji te qedı mıra şandıyi.Seni Allah mı gönderdi hemen atına binmek ister Çoban dur dur hele anlat bu acelen nedir diye. Hesen olanları bir bir hepsini anlatır çobana.Çobanda Kekı Hesen, ezıji verim teda.Yani bande gelecem mademki sen böyle bir namussuzluğa karşı gidiyorsun bende seninle savaşmaya varım der ve çoban keçesinden uzun kamasını o dönemlerde çobanlarda kamaya benzer şeyler taşınırdı silah pek az kişide olurdu. Çobanda aşağıda düz ovada bağladığı atını alır çünkü köylerin tüm atları ovada otlağa bağlanırlardı kaçmasınlar diye.günlerce orada uzun halatlarla bağlı kalırlardı sulak alanın etrafında. Çoban arada bir koştururdu atları.Çobanın adı Şemo idi.Şemo aslen Siverekli idi buraya uzun zamandır çobanlık yapmak için geliyormuş.binerler atlarına varırlar köyün en yüksek noktasına. Güneş daha tam olarak batmamıştır.Biraz daha beklemeye ve ortalığı kolaçan etmeye başlarlar. Bu arada Hesen nın babasının bir dostu da olayı duymuş ve epey yoldan gelip annesinden durumu öğrenmiş izi takip ederek Hesen nın olduğu yere geldi .Hesen’e Hesenı bıçuk ez dostı bawı temın iro roja herbıyı em bımırınse tef bımırın wa lecame gışkayı. Kesekı kürd namususizi kabul nekıriyı Yani Hesenı bıçuk ben senin baba dostunum.seninle beraber savaşmaya geldim.öleceksekte beraber öleceğiz hiçbir kürt namussuzluğu kabul etmez…..Der Bu arada pencerede Hesenı gören Gevrı zılgıt atmaya başlar,bu zılgıtı duyan Mehmet ağanın adamları da gülerler bu duruma bak hatuna daha Mehmet ağa yanına gitmeden sevincinden zılgıt atıyor evlendiği için. Oysa onlar bilmezler ki Gevrı nın yüreği parçalanıyor, sevinci Hesenı bıçuk gelmiş ondan.Gevrıyı hazırlayan dadıları ise eybı eybı merak mekı Mehmet ağayı verı . ayıp ayıp sevindiğini belirtme merak etme Mehmet ağa gelecek.Gevrı bu salak kadınların söylediğini duymaz bile ve seslenir gür bir sesle Hesenı bıçuk. Kekı Gevrı ez sağım lığı lığı bıra espı te ser serı wanda herı peyayı mala bawımın lığı Yani Hesenı bıçuk Gevrı nın kardaşı vur vur atının ayakları bu cehş yani tırşıkçıların kafasının üzerinden geçsin .Sen babamın evinin erkeği. Hesen sürer atını aşağılara doğru dağlar imana gelir bu coşkuya .Yürekler yakılır bu yürekli mert delikanlıya .Atı öyle bir şahlanır hiçbir zaman böyle şahlanmamıştır kayalar yol açar Hesenı bıçuk a zaten Hesen nın atı öyle bir atlıyor ki dört beş kayanın üzerinden. Şemo çoban Hesen nın sağında babasının dostuda solunda üç kişi olarak.Şemo Hesen nın baba dostuna Hem em lığın hemzi Hesen korikın .Yani hem vuralım hem de Hesen ı koruyalım diye işaretleşirler. Köyün meydanına vardıklarında kılıç kama mızrak sesleri yankılanmaya başlar.Hesen nın atın ayakları cesetlerden yere deymemektedir.Hesen sağlı sollu kılıcını sallamakta sırtındaki tüfeğini Mehmet ağaya saklamaktadır. Hesen ve arkadaşları şövalyeler gibi savaşmakta ve fışkıran kan atının yüzlerine kadar sıçramaktadır. Gevrı habire zılgıt atmakta Hesen ı bıçuk Kekı Gevrı lığı lığı şervanı bawı malamın lığı zülma ağatıyıra lığı.vur vur babamın şövalyesi tüm ağaların zulmüne vur. Vur vur Bu arada Gevrı de çıkmak istiyor yanındakiler bir türlü bırakmamaktadır üzerine kapıyı kitlemişlerdi kaçmasın diye .Bir pencereye seslenmekte birde kapıya doğru koşuyor ama kapıyı üstüne kapatanlar açmıyor bir türlü kapıyı bulunduğu ev çok yüksekte olup zaten köyün ikinci yüksek tepesine yapılmış olup, bulunduğu penceresinin dibi uçurumdu. Zaten Hesen vuruyor vuruyor her vurdukça yolu hemen tekrar dolduruyor.Bunu gören Mehmet ağa köye yediden yetmişe kesici silah namına ne bulursanız saldırın saldırın ve öldürün Bu genci öldürene on heybe dolusu altın diye bağırmakta kendisi ise it gibi şatosunun odasında olayları izlemekte korkakça. 4.BÖLÜM
Mehmet ağa köyde erkek namına ne varsa Hesen’nın üzerine salmış,kılıç sesleri Gevrının zılgıt ve narasıyla iç içe karışmaktadır. Bu arada Mirza beyin kızı Zeruk Gevrı nın kaçırıldığı gece bir rüya görüyor ve ertesi sabah rüyasını annesine anlatıyor .Anne diyor – --falcılara rüyamı yorumlatalım, der ama Annesi – - kızım sen amca çocuklarını merak ettiğin için rüya görmüşsün.Yok bir şey!der ve geçiştirir. Zeruk artık dayanamaz ve küçük kardeşi Dılşah’a kalk atlara binelim,gidelim amcamızın çocuklarını arayalım.İçimde bir kötü his var.İkisi atlara binerler ve bilmedikleri bir yola çıkarlar.Giderler epey yol alırlar. Bir kon yani çadır görürler çadıra vardıklarında anlarlar bu konın yani çadırın Hesen nın çadırı olduğunu. Zeruk gururundan hemen atından inmez küçük kardeşine sen git Gevrıyı çağır o gelsin beni alsın içeri diye tembihler.Dılşah atından iner çadıra girer ve argunun başında ağlamaktan gözleri görmez olan Benevş i görür benevş kimsin der benim Mirza beyin kızı Dılşah der. -Gevrı ,Hesen nerdeler neden ağlıyorsun der. Benevş Gevrı’yı başkaları kaçırdı Hesen’de onun peşinde gitti der ve ağlamaya başlar.Dılşah hemen seslenir Zeruk a. Zeruk koşar adımlarla gelir içeri.Benevş’e – -benim ben! Zeruk der. Benevş – he kızım he geldin helalık mı istemeye gidip elin koynuna girmek için senin nişanlın şimdi şer ederken. -Hayır hayır der rüya gördüğünü ve merak ettiği için geldiğini söyler.Benevşte olanlaraı bir bir anlatır.Hemen Dılşah’la Hesenın sandığını kırarlar ve Hesen’nın elbiselerini giyerler. -Bizde gideceğiz amcamızın oğlunun yanında savaşmaya derler.Kılıçlarını kuşanırlar ve atlara atlayıp yola koyulurlar.dört nala sürerler atlarını ve köyün üst tepesine varırlar. Bi bakarlar ki Hesen sağa sola kılıç sallamakta atının üzerinde sağdan soldan atılan kılıçları berteraf etmekte ve vurduğunu devirmektedir.Dılşah - hadi abla bizde cenke girelim amcamızın oğlunun yanında Zeruk dur dur amcamın oğlu Hesenı hiç bu kadar güzel görmemiştim doyunca seyredeyim der. Seyrederken dayanamaz ve Kürtçe bir ağıt yakar yüksek sesle Hesenımın dergista zerukı.Dert gırano ser dılano.Dergista te hat ser malano.ser şerano.lıqı pısmamo lıqı .Hesenı Bıçuk Kekı Gevrı dergista Zerukı lıqı. Lıqı pısmamo lıqı dersgista te dılı wi adır pıqı Bunu duyan Hesen sesin geldiği yöne doğru bakar ve Zerukı görür.Gözlerini alamaz Zeruk tan .Yanındaki arkadaşları Hesene dikkat derler ama Hesen gözlerini alamaz Zeruktan.Bu arada Zerukta cenke girer ve kılıç sallamaya başlar.Hesen arada kılıç sallasa da gözleri ikide bir Zeruka takılır arkadaşlarına seslenir.Ben ölecem benim azrailim geldi der arkadaşları bakma Hesen bakma ona diye bağırırlar ama gel gelelim Hesen gözlerini Zeruktan alamaz. Çok sevmişti Zeruk ı. Atı dört yana dönerek Hesenı darbelerden korumaya çalışıyordu arkadaşları Hesen ı aralarına almışlardı Hesen nın koları çökmüştü. Gözlerini alamıyordu Zeruk tan Zeruk’ta bakıyordu Hesen’e artık Zeruk’ta gözlerini alamıyordu bu kahraman amcasının oğlundan . O esnada Hesen nın arkasından bir kılıç darbesi geldi ve o koca kahraman yıkılıyordu.Gevrının zılgıtları kesilmişti artık Hesen sesleri inletiyordu her yeri Hesen vurulmuştu gözleri kararıyordu son bir kez bakmaya çalıştı Gevrı’ye ve zeruk’a Gevrı pencerenin üzerine çıkmış Kekı Gevrı Hesen dedi ve kendini boşluğa bıraktı artık onun için Hesen siz bir dünya olamazdı uçurumdan kayalara düşmüştü Gevrı.Zeruk artık kollarından takat tükenmişti yandan bir kılıç darbesi aldı Zeruk. Son bir nefesle Zeruk Hesen’nın atının ipini eline doladı Hesen atının üzerine yığılmış ama yere düşmamişti arkadaşları tutuyorlardı kendisini. Atını savaş alanından alıp sürdü sürdü sürdü Dılşah’ta Hesen’nın adamlarıyla Gevrı’nın kaya üzerindeki cesedini alarak köyden kılıç sallaya sallaya çıkarlar ve karanlık gecenin sonsuzluğuna doğru yol alırlar.
SON
BU ÖYKÜ YAŞANMIŞ VE HALEN HALK DİLİNDE STRAN OLAN DELALIN GERÇEK YAŞANMIŞ ÖYKÜSÜR. KALEME ALAN HÜSEYİN GÖKMEN.
NOT:BU ÖYKÜ İÇİN SURİYE QAMİŞLO KOBANİ HALEO ,MARDİN VE GUHARA DIREJ,ÇİYAYE REŞ BÖLGESİ GEZİLEREK DENGBEJLERDEN DİNLENİP YAPILAN RÖPORTAJLARLA DERLENİP KALEME ALINMIŞTIR.
HESENI BIÇUK KEKI .YAZAN HÜSEYİN GÖKMEN.
HBER ŞANLIURFA