top of page

Asimilasyon ve Andımız (Makalenin devamı)

Adnan GÜLLÜOĞLU

Konu nedeni ve amaçları ile önemli olduğu için Asimilasyon ve Andımız ile ilgili yazıma devam ediyorum. Andımız tek parti döneminde, tekçiliği savunan M. E. B. 'nı tarafından kaleme alındığını biliyoruz. 76 yıl her gün çocukların beyinlerine tekrar edilerek işlenmek istendi. Bunu gören sessiz çoğunluğun karşı olmasına rağmen inancından dolayı okutulan yemindeki yanlışı ilk dillendiren Prof.Necmeddin Erbakan oldu. Olumlu ve olumsuz tepkilerden sonra, askeri vesayetin kırılması ile birlikte ancak 2013'ten sonra verilen doğru bir karar ile diğer etnik gurupları hiçe sayan bu ırkçı yeminin okunmamasına karar verildi. Barış sürecinin sabote edilip bozulmasında önemli katkıları olan Gülenci kesimin devlet içerisinideki kadroları 15 Temmuzda yaşanan olaylardan sonra tasfiye edildi. Bu kadroların yerini AKP'nin yeni ittifak yaptığı Balyoz, Ergenekoncular dahil olmak üzere yelpazede Doğu Perinçeğe kadar uzayan Ulusalcılar ve MHP'liler aldı. AKP'ninde itirazına neden olan Andımız, devlet içinde oluşan yeni kadroların marifeti ile yeniden gündeme oturtuldu. Bu gün başta bürokrasi olmak üzere devleti temsil eden kadrolarda bizler gibi Andımızı her gün okuyarak büyüdüler.Buna rağmen yapılanlar ve ülkenin durumu ortada. Buna benzer, dahada vahim olan aklı başında olanlara T. B. M. M'de millet vekili olabilmek için okunması zorunlu olan bir yemin var. Yemin zorlamayla değil, kişinin kendi iradesi ile "şeref ve haysiyet", yada" inanç" üzerine edilirse yemin kutsaldır, inandırıcıdır. İnanmadan zoraki okunan yeminler inandırıcı olmadığı gibi tutulmadığındada her türlü kılıfa uyan bahanelerin üretildiğini, Hdp ve Kemalizme karşı olan dindar millet vekillerinden biliyoruz. Zorlama ile yalılan yemin tirajikomik olduğu gibi yemin edenin samimiyetine ve ettiği yemine duyulan saygıda beraberinde azaltıyor. Bu gün tekçiliği ifade eden Andımız gibi çocukların Besmele yada benzeri dualar ile eğitime başlamasını isteyen, bunu zor ile dayatmak ve ortamını oluşturmak için çabalayan Siyas İslamcılarında ülkede var olduğunu biliyoruz. Evden çıkmadan çocuğuna kim neyi okutursa okutsun özgürdür. Ama başkasının çocuğuna "devran değişse bile" kendi istediğini dayatma hakkının olmadığını herkesin bilmesi gerekir. Gururla yaşamak istediğimiz, medeniyetlerin beşiği bu kadim topraklarda yıllardır etnik ve inancı ile var olanı yok sayan, farklı iktidarlar gördük ve görüyoruz. Bu günde denemek istenen "tekçilik" nafile bir çabadır. Bu çaba bedelini hep beraber ödediğimiz acı ve beladan başka bir şey getirmedi ve getirmeyecektir.

bottom of page